11 Nisan 2025 21:35

DIGEL Tekstil işçilerine güçlü destek: Üniversite öğrencileri ve Emek Partisinden ziyaret

DIGEL Tekstil işçileri, 85 gündür süren direnişlerine destek büyüyor. İşçileri bugün önce Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi öğrencileri, ardından Emek Partisi ziyaret etti.

Ege Serbest Bölge önünde 85 gündür işe geri dönme ve sendikalaşma mücadelesi veren DIGEL Tekstil işçilerini bugün önce Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi öğrencileri, ardından Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ve partililer ziyaret etti.

Hâlen fabrika içinde çalışan TEKSİF üyesi DIGEL işçileri de mesai bitiminde sloganlarla Serbest Bölge önüne yürüdü.

"Digel işçilerinin yanındayız" pankartı ile Serbest Bölge önüne yürüyen Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi öğrencileri, "Emek sömürüsüne hayır", "Genel grev, genel direniş" dövizleri taşıdı.

Fotoğraf: Evrensel

DEÜ ve EÜ öğrencileri DIGEL işçilerinin yanında

"DIGEL işçisi yalnız değildir", "İşçi gençlik el ele mücadeleye" sloganları atan gençleri direnişteki DIGEL işçileri alkışlarla karşıladı.

Ardından, Emek Partisi üyeleri de, "Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş" pankartı ile Serbest Bölge önüne yürüdü.

17.30'da mesaiden çıkan TEKSİF üyesi DIGEL Tekstil işçileri de, "Atılan işçileri geri al, sendikal haklara saygı duy" pankartı ve sloganlarla fabrikalarından Serbest Bölge kapısına yürüdü.

Burada hep birlikte, "Birleşe birleşe kazanacağız", "Sendika hakkımız engellenemez", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı.


CHP İl Emek Komisyonu üyelerinin de katıldığı eylemde konuşan Türk-İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, 17 Ocak sabahı DIGEL işçileri ile birlikte bir ışık yaktıklarını ifade ederek, "Gözlerinin içine baka baka çoğunluğu sağladık. Yüzde 65 ile müracaat ettik, Bakanlıktan yetkiyi aldık. DIGEL işçileri 1-2 saat içinde yetkiyi alarak işçi sınıfına örnek oldu" dedi.


Ancak mevcut hukuki düzenlemelerin önlerinde engel olmaya devam ettiğini belirten Çakmak, "Dava açıldıktan 6 ay sonra kendimizi ancak ifade edebiliyoruz. Süreci uzatmak için patron Ankara'da dava açtı. İstediği yerde açsın. Haklı mücadelemizi kazanmışız. O davayı da kazanacağız. Orada davul zurna çalacağız. İşe iade davalarını da görüşeceğiz" dedi.

"1 Mayıs'ta kortejin en önünde direnişteki işçiler olacak"

Konfederasyon merkezinin de süreci takip ettiğini belirten Çakmak, "DIGEL işçisi kararlı bir şekilde direniyor, iyi ki varsınız" dedi. DIGEL patronuna da seslenen Çakmak, "Ne yaparsan yap bu kararlı duruşu bozamayacaksın. Gel, dostane bir şekilde masada bitirelim, yedi arkadaşımızı işe al, sendika hakkını tanı, işimizin başına geçelim" dedi.


1 Mayıs'a giderken direnişte olan DIGEL, Temel Conta ve tütün işçilerinin kortejin en başında olacağını belirten Çakmak, "Serbest Bölge'deki bütün işçileri 1 Mayıs'a davet ediyorum" dedi.

"Eşit ve adil bir düzenin kuruluşu, işçilerin ellerindedir"

DEÜ ve Ege Üniversitesi öğrencileri adına konuşan Beyza, ekonomik krizin derinleşmesine ve artan sömürü koşullarına karşı Türkiye'nin her yerinde işçilerin mücadele ettiğini söyledi.


Metal işçileri, Antep'te tekstil işçileri, İzmir'de DIGEL Tekstil, Temel Conta ve tütün işçilerinin mücadelenin nasıl kazanımlarla sonuçlanabileceğini gösterdiğini dile getiren Beyza, "Üniversitelerdeki, iş yerlerindeki mücadeleler ve DIGEL işçilerinin direnişi bizlere gösteriyor ki hayatın akışını durdurduğumuz ve mücadeleyi sürekli olarak bulunduğumuz her alanda devam ettirdiğimiz koşulda, baskı, yasak ve sömürü düzenine karşı kazanacağız. Biz öğrenciler biliyoruz ki geleceğimizin kurtuluşu, eşit ve adil düzenin kuruluşu, işçilerin ellerindedir" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

"Tüm sıra arkadaşlarımızı emeğin yanında mücadeleye çağırıyoruz"


Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi öğrencileri olarak çağrılarını yineleyen Beyza, "İşçi ve emekçilerle dayanışmamızı büyütüyoruz. 1 Mayıs'a yaklaştığımız günlerde bu dayanışmamızı kıymetli buluyor ve sömürü düzenine karşı tüm sıra arkadaşlarımızı emeğin yanında mücadeleye çağırıyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" diye konuştu.

Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da, Ege Serbest Bölge içinde hukukun ve yasaların farklı olduğuna dikkat çekerek, "Sermaye için, kapitalistler için oluşturulmuş bir hukuk var. İşten atmak, sendikasızlaştırmak serbest. Bu hukuksuzluğu, keyfiliği lanetliyoruz. Bu ülkede anayasa, kanun varsa herkes için eşit olacak. Kapitalistlerin, sermayenin bu yasalarını bir gün gelecek hep birlikte yıkacağız" dedi.

"Bir Çalışma Bakanı var, işçilerin yanına gelmiyor, sorunlarını çözmüyor"

İşçilerin seslerini çıkarmadığı sürece sermaye sınıfı tarafından "iyi insanlar" olarak görüldüğünü ifade eden Aslan, "Ne zaman örgütlenip haklarımız için mücadele etsek, yaptıkları şey işçi kıyımı oluyor. Bunlar işçi sınıfını yıldırmadı, yıldırmayacak. Mutlaka direnen işçiler kazanacak" dedi. Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin ücretlerini zamanında almak için çadır kurduğunu, Belediye Başkanının hemen işçilere saldırdığını hatırlatan Aslan, tıpkı Altındağ Belediye Başkanı gibi, Temel Conta, DIGEL, tütün fabrikalarının sahipleri gibi patronların işçilere karşı tutumunun yasa tanımazlık, düşmanlık olduğunu dile getirdi.


"Bu ülkede bakanlar, müsteşarlar var. Bir de Çalışma Bakanı var. Patronlar her istediklerinde o Bakan TÜSİAD'a, MÜSİAD'a, TOBB'a ve TİSK'e gidiyor. Ama işçilerin yanına gelmiyor. Onlar patronların bakanı olmuş. Buradan sesleniyoruz: Yapmanız gereken şey öncelikle DIGEL işçilerinin sorun ve taleplerinin çözülmesi. İşçilerin işe geri alınması, TİS haklarının tanınmasıdır. Sermayenin değil işçilerin yanında olun. Çünkü adınız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı" dedi.

"Demokratik haklar öncelikle direnen işçilere gerekli"


Parti olarak aylardır "Taleplerimiz net" diyerek kampanya yürüttüklerini belirten Aslan, "Milyonlarca işçi sendikal hak ve özgürlüklerinden yoksun. Sendikal haklarını kullanmak isteyen işçiler yıllarca süren davalarla karşılaşıyor. Greve gittiklerinde grevleri yasaklanıyor. Demokrasi, hak ve özgürlükler önce işçi sınıfı için olsun istiyoruz. Gerçek anlamda bir iş güvencesi olsun istiyoruz. Yüz binlerce imza ile kanun teklifi vermek istiyoruz. Buradaki işçilerin imzası olsun istiyoruz" dedi.

Demokratik hakların öncelikle direnişteki işçilere gerekli olduğunu dile getiren Aslan, "Avrupa'da, Türkiye'de gittiğimiz her yerde sizin mücadelenizi anlatıyoruz.

Er ya da geç işçilerin birleşik mücadelesi kazanacak. DIGEL patronuna sesleniyorum: Bir an önce işçileri geri alın. İtirazı geri çekin, TİS masasına oturun" dedi.

20 gün sonra hem Türkiye hem dünya işçi sınıfının 1 Mayıs'ta meydanlarda olacağını belirten Aslan, "Tüm dünyada işçilerin tek ortak bayramı olan 1 Mayıs'ta sermaye ve onların iktidarlarına, işten atmalara, sendikasızlaştırmaya karşı gücümüzü göstereceğiz" dedi. (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et